Ozon gazı canlı organizma ile temas ettiğinde hızlı şekilde moleküler oksijene ve oksijen radikallerine dönüştürülür. Vücutta hafif düzeyde bir oksidatif strese yol açan bu durum organizma tarafından bir tehdit olarak algılanır. Bunun sonucunda antioksidan olarak adlandırılan savunma sistemlerinde görev alan enzimler uyarılır ve etkilenen bölge oksijenden zengin hale getirilerek toksinlerden arındırılır.
Ozon gazının etki mekanizmasının doğru şekilde çalışabilmesi için uygulanacak olan tedavi dozunun doğru hesaplanması kritik önem taşır. Yüksek konsantrasyonlarda toksik etki gösteren bu kimyasal molekül ile uygulanacak tüm tedavi girişimleri mutlaka uzman kontrolünde gerçekleştirilmeli ve hastalar belirlenen süre boyunca yakın takip edilmelidir.
Ozon tedavisinin uygulama yöntemi belirlenirken kişinin hastalığı, hastalığın şiddeti, eşlik eden hastalıkların varlığı gibi pek çok faktör göz önünde bulundurulur. Sistemik uygulama genellikle dolaşım sistemi bozuklukları, diyabetle ilişkili anjiyopati tabloları, akut veya kronik viral enfeksiyon durumları, bağışıklık sisteminin baskılanması ile ilişkili sağlık sorunları, kronik inflamasyon ile seyreden kas-iskelet sistemi hastalıkları ve romatolojik hastalıkların varlığında tercih edilir. Majör otohemoterapi olarak adlandırılan yöntem en sık tercih edilen sistemik uygulama yöntemidir ancak; yukarıda belirtilen faktörler doğrultusunda minör otohemoterapi, rektal insuflasyon, direkt intraarteriyel ve direkt intravenöz gibi sistemik uygulama yöntemleri de tercih edilebilir.
Majör otohemoterapi yöntemi uygulanırken hastadan 50 ila 100 ml kan alınır ve bu kan vücut dışında ozon ile zenginleştirilir. Daha sonra özel sistemler ile korunan kan hastaya uygun hızda geri verilir. Ozon gazının kan ile teması vücut dışında gerçekleştirildiği için bu yöntem en düşük riskli uygulama yöntemi olarak kabul edilir. Bunun yanı sıra ozon gazının kaslara, rektuma, mesaneye, vajinaya, deriye ve vücudun daha pek çok dokusuna uygulanabileceği tedavi yöntemleri mevcuttur.
Kan dolaşımını büyük oranda artıran ozon gazı başlangıçta büyük oranda dolaşımla ilgili sağlık problemlerinin tedavisi için tercih edilmiş olsa da günümüzde enfeksiyondan romatizmal hastalıklara, yaşlanma karşıtı bakımdan post covid hastalık tablosuna kadar pek çok rahatsızlığın tedavisinde fayda sağlayan yöntemlerden biridir.
Ozon tedavisinin en sık kullanıldığı hastalıkların başında fibromiyalji gibi otoimmün hastalık olarak adlandırılan bağışıklık sistemi hastalıkları gelir. Otoimmün hastalıklarda vücut kendi doku ve hücrelerini yabancı hücre olarak algılar ve bu hücrelere yönelik saldırı ve savunma gibi bağışıklık yanıtları ortaya koyar. Bu durumda vücudun etkilenen dokularında bir dizi iltihabi reaksiyon gerçekleşir ve hastalık tablosu ortaya çıkar. Yaygın görülen otoimmün hastalıklardan biri olan fibromiyalji varlığında sıklıkla yaygın kas ağrısı, kronik yorgunluk, uyku bozukluğu, dil ve hafıza gibi bilişsel işlevlerde gerileme ve duygudurum dalgalanmaları gibi belirtiler görülür. Genç yetişkinlerde daha ağır semptomlarla seyreden ve kişinin yaşam kalitesini büyük oranda azaltan bu hastalık tablosunu bütünüyle ortadan kaldıracak bir tedavi yöntemi mevcut değildir ancak semptomların azaltılması, yaşam kalitesinin ve kişinin işlevselliğinin korunması amacıyla bazı girişimler uygulanır.
Vücudun savunma mekanizmasını uyaran ve bu mekanizmayı doğru çalışmak üzere regüle eden ozon tedavisi fibromiyalji gibi romatizmal hastalıkların iyileştirilmesi için son derece değerli tedavi yöntemlerinden biridir. Otoimmün hastalıklarda yaygın kullanılan pek çok tedavi seçeneği bağışıklık sisteminin gereksiz yanıtını durdurmak için bu sistemin işleyişini bütünüyle baskılar ve bu durum kişinin bağışıklık mekanizmasını zayıflatarak vücudu birçok hastalığa karşı savunmasız hale getirir. Ozon tedavisi ise bundan farklı olarak bağışıklık sistemini baskılamak yerine bu sistemi doğru şekilde uyararak işleyişini düzenlemeyi hedefler. Bu sayede fibromiyalji gibi pek çok romatizmal hastalığı bütüncül şekilde tedavi etmek mümkündür.
Ozon tedavisinin kas-iskelet sistemi üzerinde güçlü etkileri bulunur. Endorfin salınımı uyarılır, antinosiseptif sistem aktivasyonu güçlenir, kas hücreleri arasında bulunan ödem azalır ve bu sayede kas ağrısı hafifletilir. Sitokin salınımını düzenleyen, kaslarda bulunan süperoksit radikalleri azaltan ve prostaglandin gibi kas sistemi üzerinde etkili olan bileşenleri modüle eden ozon tedavisi bu sayede antiinflamatuar etki gösterir ve kaslarda görülen iltihabi yanıtı ortadan kaldırır. Bölgesel tedavi ile uygulama yapılan bölgenin kan dolaşımı desteklenir ve oksijen yoğunluğu artırılır. Bu özelliği sayesinde hasarlı hücre ve dokuların iyileşmesini hızlandıran ozon tedavisi kronik kas yorgunlukları ile birlikte akut yaralanmaların tedavisi için de tercih edilebilir.
Ozon tedavisinin kan dolaşımı ve hücre yenilenmesi üzerindeki etkileri özellikle plastik cerrahi gibi branşların ilgisini çekmiş ve ozon tedavisi bu alanda pek çok çalışmaya konu olmuştur. Yaşlanma ile birlikte dolaşım sistemi zayıflar, kılcal damarlarda kan yoğunluğu azalır ve bunun sonucunda vücudun bazı bölgelerinde bulunan hücreler yeterli oksijen doygunluğuna ulaşamaz. Oksijensiz kalan ve beslenemeyen hücreler ilerleyen dönemde canlılığını kaybederek kurur ve bu durum özellikle cilt dokusunda kırışıklık gibi şikayetlere yol açar. Ozon tedavisi ile vücudun dolaşım sistemi desteklenir, kılcal damarların kan yoğunluğu artırılır, vücudun tüm hücreleri oksijenden zengin kan ile beslenir ve bu hücrelerin canlılığı korunmuş olur.
Hücresel sağlığı koruyarak yaşlanmayı geciktiren ozon tedavisi aynı zamanda hasarlı hücreleri onarır ve canlılığını yitirmiş olanları deriden uzaklaştırarak yeni hücre oluşumunu destekler. Bu sayede anti aging etkisinin yanı sıra hücresel düzeyde gençleştirici etkisinden de söz etmek mümkündür.
Antiinflamatuvar ve antiviral etkileri ile vücuttaki enfeksiyon tablosunu kontrol altına alan ozon tedavisi yöntemi ile covid 19 gibi yaygın görülen enfeksiyon hastalıklarının iyileştirilmesi mümkündür. Özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde uzamış covid durumu görülür ve hastalık sonrası çeşitli fiziksel rahatsızlıklara yol açan post covid tablosu ortaya çıkabilir. Ozon tedavisi antiinflamatuvar ve antiviral etkileri ile hastalığın şiddetini kontrol altına alarak uzamış covid durumunun önüne geçerken, aynı zamanda bağışıklık sistemini uyararak hastalık sonrasında ortaya çıkabilecek pek çok rahatsızlığa karşı koruma sağlar. Post covid tablosunda yaygın görülen baş dönmesi, yorgunluk, nefes darlığı, unutkanlık, çarpıntı hissi, halsizlik, eklem ağrısı, tat ve koku duyularının zayıflaması gibi şikayetler ozon tedavisi ile kısa sürede ortadan kalkar ve kişi hastalıktan önceki yaşam kalitesine kavuşur.
Doğru doz ve doğru yöntem ile uygulandığında vücudun pek çok sistemi üzerinde iyileştirici etkileri olan ozon tedavisi ile çeşitli rahatsızlıklardan kurtulmak, yaşam kalitenizi büyük oranda artırmak için alanında uzman sağlık birimlerini tercih edin.